21 Temmuz 2018 Cumartesi

Kenan Doğulu - Boğazımdan Geçmiyor Şarkı Sözü

Kenan Doğulu - Boğazımdan Geçmiyor Şarkı Sözü
Bidaha böyle olurmuyum ki bilmem
Avuçlarım yanıyor
Belki gün gelir acım biraz hafifler ama
Derin yara iz bırakıyor
İçim titriyor yersiz dudaklarım kuruyor
Ayaklarım çakılı sanki yere
Bir berduşluk ahvali ki evin yolu kayıp
Seviyoruz işte lamı cimi yok
Sevdiğin herşey senden yana olmuş
Şehir bana kafa tutuyor
Bazen bir şarkı bazen bi sohbet
Hayat boğazımdan geçmiyor
Sevdiğin herşey seni hatırlatır
Unutmak istesemde boş
Kaldırın gitsin bütün sofraları
Hayat boğazımdan geçmiyor
Bidaha böyle severmiyim ki bilmem
Gönlüm gözümden akıyor
Belki gün gelir sancılarım azalır ama
Derin yara iz bırakıyor
İçim titriyor yersiz dudaklarım kuruyor
Ayaklarım çakılı sanki yere
Bir berduşluk ahvali ki evin yolu kayıp
Seviyoruz işte lamı cimi yok
Sevdiğin herşey senden yana olmuş
Şehir bana kafa tutuyor
Bazen bir şarkı bazen bi sohbet
Hayat boğazımdan geçmiyor
Sevdiğin herşey seni hatırlatır
Unutmak istesemde boş
Kaldırın gitsin bütün sofraları
Hayat boğazımdan geçmiyor
Şu kırmızı kayık
Anlatam ayıp
Hatıradan geçilmiyor
Ayın yüzü asık
Boğum boğum hüzün
Hayat boğazımdan geçmiyor
Günler sensiz hiç çekilmiyor
Hayat boğazımdan geçmiyor

5 Şubat 2015 Perşembe

şarkı sözleri sitesi

merhaba arkadaşlar şarkı sözleri için tavsiye adresimiz elbette şarkı sözleri sitesidir ve bu adrestedir....
şarkı sözleri için hemen tıklayınız

Etiketler:

4 Şubat 2015 Çarşamba

şarkı sözleri

şarkı sözleri ve şarkılara bu siteden ulaşabilirsiniz merhaba canlarım felan fıstık şarkı sözleri ve şarkılar sitesimidir nedir zart zurt

Etiketler:

13 Ocak 2015 Salı

ozan

deneme

Etiketler:

16 Mart 2014 Pazar

RÖNESANS SANATI


Avrupa’nın ortaçağ karanlığından çıktığı bir yeniden doğuş ve aydınlanma dönemidir. Rönesans, İtalya’da doğmuş ve sonra bütün Avrupa’ya yayılmıştır.
Ortaçağda Avrupa’da skolastik düşünce hakimdir. Rönesans’ın ortaya çıkışı ile Hümanizma başlamıştır.
Skolastik Düşünce: Dinin Egemen olduğu, kilisenin en önemli güç olduğunu anlayıştır.
Hümanist Düşünce: İnsanın önem kazandığı, her şeyin insana göre düşünüldüğü anlayıştır.
Rönesans’ın ortaya çıkış nedenleri:
1- Coğrafi ve teknolojik gelişmeler sayesinde ticaretin gelişmesi ve yeni bir zengin sınıfın ortaya çıkması. Bu insanların sanatın koruyuculuğunu yapması.
2- Avrupa’ya kağıdın gelmesi ile okur-yazarlık arttı. Böylece eğitim arttı.
3- Bizans’ın yıkılmasından sonra buradaki bilim adamları Avrupa’ya giderek burada Yunan ve Roma sanatını öğretmeleri. Böylece eski sanat ve bilimlere yeniden ilgi duyulmaya başlanır.
4- Ortaçağdaki Skolastik düşünceden kurtulan insanlar, hümanistik düşünceye önem vermişlerdir.

Mimari:
Rönesans mimarisinde Eski Yunan ve Roma mimarisinde gördüğümüz özellikler (kemer, tonoz, kubbe, sütun) yeniden karşımıza çıkmaya başlar. Rönesans mimarisinde cephe mimarisine özellikle önem verilmiştir. Yapılarda pencere üstlerinde üçgen alınlıklar karşımıza çıkar. Yapıların içi ise son derece sadedir.
Rönesans mimarisinde en önemli isimler Brunelleschi ve Alberti’dir. Yapılarda özellikle denge, oran ve simetriye önem verilmiştir.

Resim:
Rönesans döneminde bazı yeni kavramlar ortaya çıkar.
Perspektif: Üç boyutlu mekanın iki boyutlu resimde gösterilmesidir. Uzakta duran figürler küçük, yakında olan figürler ise büyük gösterilir.
Mekan: Resimde olayın geçtiği yerdir.
Rakursi: Önden kısaltma anlamına gelir. Yatan bir insanı alttan çizdiğinizde ayakları daha büyük, başı daha küçük görülür.
Rönesans resminde çok zengin bir konu çeşidi vardır. Dini ya da mitolojik konulu sahneleri, kişi ya da grup portreler, günlük ev sahneleri gibi konular ayrıntılarıyla gösterilir. Mutlaka mekan ve perspektif’e önem verilir.
Resimlerde figürler son derece sakindir. Sanki poz verir gibi dururlar. Çoğunlukla ortada ana figür durur. Diğer figürler onun iki yanına eşit olarak dağıtılır.

Heykel:
Heykel sanatında, Eski Yunan ve Roma heykellerine benzeyen eserler görülür. Figürlerde denge önemlidir. Ayrıca insan vücudu çok iyi gösterilmiştir. Çünkü Rönesans sanatçıları, insan vücudunu incelemişler ve vücut ayrıntılarını resimlerde göstermişlerdir. Konular: atlı heykeller, mitolojik sahneler ya da dini sahneler olabilir. Figürlerin yüzlerinde hiçbir duygu görülmez.

Rönesans Sanatçıları:
Rönesans dönemi sanatçıları, bu dönemde önemi gelişmeler yapmışlardır. Dönemin sanatçıları resim, heykel, mimari yapmışlar aynı zamanda bilim adamı gibi çalışmışlardır.
Dönemin en önemli sanatçıları: Leonardo Da Vinci, RaphaelMichelangelo’dur. Bu sanatçılar, insan vücudunu ayrıntılarıyla incelemişlerdir.

Etiketler:

ORTAÇAĞ AVRUPA SANATI


Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Avrupa’da birçok krallık kurulur. Bu krallıkların Hıristiyanlığı kabul etmeleri nedeniyle dine büyük önem vermişlerdir. Ortaçağ’da Avrupa’da bu nedenle sanat dinin etkisinde kalmıştır. Dindeki değişimler sanatı da etkilemiş ve değişimlere neden olmuştur. Bu nedenle Avrupa sanatı dönemlere ayrılır.
Avrupa Sanatı Ortaçağda kaynağını dinden alır. Bütün sanat eserleri din için yapılır. Kiliseler, din ile ilgili heykel ve resimler görülür.
Ortaçağ Avrupa Sanatı kendi için de iki döneme ayrılır:

1-    Roman Sanatı:
Roman Sanatı İ.S. 900-1200 yılları arasında görülür. Din adamlarının zenginleşmesi sonucu bir çok dinsel yapılar inşa ettirmesi ile başlar. Din adamları ile devlet adamları arasında bir sanat yarışı başlar. Bunun sonucu olarak Avrupa’nın önemli kentlerinde büyük kiliseler ve başka dinsel yapılar yapılır. Bizans sanatından ayrı olarak bu kiliselerde bazı mimari yenilikler görülür.

Roman mimarisinin temel özellikleri şunlardır:
1-    Roman mimarisi kiliselerde Bazilika (Bizans kiliselerinde görülen dikdörtgen plan) planını örnek alır. 
2-    Malzeme olarak kesme taş kullanılmıştır.
3-    Roman sanatında kiliselerin hem içinde hem dışında yuvarlak kemerler vardır.
4-    Orta nef genişletilmiş ve yükseltilmiştir. Apsisin altında bir mezar odası (kripta) yerleştirilmiştir.
5-    Apsisin iki yan tarafı uzatılarak kilise “T” şeklinde bir plana yapılmış ve çapraz tonoz sistemi kullanılmaya başlanmıştır.

Roman mimarisinin en önemli yapısı İtalya’daki Piza kilisesidir. Bu yapı özellikle eğri çan kulesi ile tanınmıştır.
Roman resim ve heykel sanatı çok fazla gelişmemiştir. Genellikle kiliselerin içinde süsleme olarak kullanılmıştır. 


2- Gotik Sanatı:
İ.S.1200’lerde başlayan Gotik sanatında Ortaçağın baskıcı ve katı tutumundan kurtulmak ve başka bir dünyaya ulaşmak isteği görülür. Bu nedenle mimaride daha büyük ve yüksek kiliseler (katedral) yapılmaya başlar. Gotik sanatı ilk defa Fransa’da başlamıştır.
Gotik sanatında genel olarak renkli ve görkemli eserler verilmiştir. Özellikle mimaride renkli camların birleştirilmesiyle oluşturulan “vitray” büyük bir canlılık sağlamıştır. Gotik mimaride en önemli özellik sivri kemerin kullanılmasıdır. Kemerler sayesinde duvarlar artık önemini yitirmiş ve kiliseler duvar yerine kullanılan vitraylar ile aydınlanmıştır. Yapılarda ağırlığın sütun ve kemerlere verilmesi sayesinde kaba duvarlar ortadan kalkmış ve daha fazla süsleme yapılmaya başlamıştır.
Gotik mimarinin en önemli katedrallerinden birisi Notre Dame (Notır Dam) Katedralidir. Paris’te bulunan katedral Gotik mimarinin ilk örneklerinden biridir. Üç kapısı, kapının üzerindeki İsa kabartmaları, gül desenli yuvarlak penceresi (rozet) ve ince sütunların bulunduğun giriş kapısı zengin süslere sahiptir.

Etiketler: , ,

ERKEN HIRİSTİYAN VE BİZANS SANATI



a-     Erken Hristiyan Sanatı:
Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu zamanında ortaya çıkmaya başlayan bir dindir. Bu dinin kutsal peygamberi İsa’dır. İsa, Tanrının sayesinde annesi Meryem’den babası olmadan doğmuştur. Ancak Hıristiyanlık başlangıçta kabul edilmemiştir. Romalılar Hıristiyanları sık sık cezalandırmış ve İsa’yı da çarmıha bağlayarak öldürmüştür. Bu yüzden Hıristiyanlık başlangıçta gizli gizli yayılmış, ilk Hıristiyanlar Romalılardan kaçarak, mağaralarda yeraltında açtıkları odalarda (Katakomp) oturmuşlardır. Oturdukları evlerin duvarlarına Hristiyanlıklar ilgili resimler (Fresk) yapmışlar ancak bu resimlerde semboller kullanmışlardır. Hristiyanlığın gizli gizli yayılmaya başladığı ve Bizans Devletinin kurulmasıyla sona eren bu döneme “Erken Hristiyan” dönem adı verilir.

Erken Hristiyan dönemin en önemli eserlerinden bazıları Nevşehir, Ürgüp ve Göreme çevresinde bulunan KappadokiaKaya Evleridir. Bu evlerden bazılarında kilise, manastır ve evler bulunmaktadır. Bu kiliselerin duvarlarında çok sayıdafreskolar ile süslüdür. Resimler oldukça basit bir teknikte yapılmıştır.

b- Bizans Sanatı:
Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Bizans Devleti kurulmuştur. Kendinden önce kurulan uygarlıklarla aynı bölgede, doğu Akdeniz’de olduğu için hem Roma Sanatından hem de Mısır, Anadolu, Suriye sanatlarından etkilenmiştir. Bizans sanatı din ile ilgili bir sanat olmasına karşın Anadolu’da büyük bir gelişme göstermiştir. Bizans’ta sanat dinin ve kralın emrindedir. Bizans devletinin başkenti İstanbul’dur (eski ismi: Kontantinopol)
Bizans mimarisinde genellikle dışı sade, içi bol süslemeli eserler verilmiştir. Roma sanatında görülen bir çok özellik Bizans Sanatında da aynen devam etmiştir. Sütunların üzerine kemer inşa edilmiş, birbirini kesen tonozlar inşa edilmiştir.
Bizans sanatında yeni bir mimari yapı olan kiliseler gelişmiştir. Hristiyanların dua etmek ve tapınmak için kullandıkları kiliseler, standart bir plana göre yapılmıştır. Kiliseler genellikle dikdörtgen bir plana sahiptir. Kısa kenarlarından birindenarteks adı verilen bir giriş bölümü içine girilir. Girişin dışında avlu (atrium) bulunmaktadır. Kilisenin içi sütun sıralarıyla ince uzun kısımlara ayrılır. Nef adı verilen bu kısımlarda Hristiyanlar dua ederler. Kilisenin diğer kısa kenarında yarım daire şeklinde apsis bulunmaktadır. Sua edenler apsise dönerek durmaları gerekir. Dua ederken burada bir rahip bulunur. Duadan sonra bir koro dinsel şarkılar söyler. Kiliseyi meydana getiren dikdörtgen planlı ve sütunlarla bölünen mekana “Bazilika” adı verilir.
Bizans döneminin en önemli kilisesi Aya Sofya İstanbul’dadır. Bazilika planına sahip olan yapı 33m. genişliğinde bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca yanlarda yarım kubbeler, kemerler ve tonozlar bulunmaktadır. Duvarlarında çok sayıda dinsel konulu mozaikler vardır. Türkler İstanbul’u işgal ettikten sonra yapı camiye çevrilmiş ve minareler eklenmiştir.

Etiketler: ,